30 Ekim 2007 Salı

ÇANAKKALE İÇİİİİİİNDEEEEE !!!

İki gün sürecek Çanakkale maceramız Ezine ve Çan ilçelerinden sonra, Truva'da başladı. Tam bir hayalkırıklığıydı Truva.. Özellikle de onarılan meşhur tahta at.. Meğer ne kadar farklı anlatmışlar.. Uygarlıklar hakkında çok bilgi verdi, ama taştan topraktan başka bir şey bırakmamışlar..Tahta at da tamamen sökülmüş durumda, yeni yeni tahtalardan yeniden yapıyorlar..Hollandalıların getirdiği ve şehir merkezindeki tahta at hem görüntüsü hem de azameti ile daha güzel görünüyor..
Eceabat'da konakladık. İyi ki de öyle yapmışız. Feribot sefası çok hoştu. Tekrar martılarla konuşmak da öyle.. İstanbul aklıma geldi. Sultanahmet'deki duruşmaya yetişmek için Harem'den feribotla Eminönü'ne geçişim... Neyse, Alçıtepe 'de köylülerden Salim Mutlu, kendi çabaları ile savaşa dair bir müze oluşturmuş.Mutlaka uğrayın ve yardımlarınızı esirgemeyin...
Çanakkale içinde vurdular beni, Ölmeden mezara koydular beni Of gençliğim eyvah...
Sergilenenler arasında kafatasları,kemik parçaları,kovanlar,şişeler, mataralar, düğmeler,offf.... saymakla bitmez..neler neler..
Meçhul asker kabristanı ve 57.alay anıtı önündeki kabristan beni çok duygulandırdı.. Meçhul asker : Avustralya'ya götürülen bir Türk askere ait kafatası 10 Mart 2003 'de Türk Hükümetine teslim edilmiş ve 18 Mart 2003 günü buraya defnedilmiş. 57.Alay Anıtının hemen önündeki yazıt da beni çok etkiledi. Kazılar sırasında bir Türk ve bir yabancı askerin cesetleri birbirine sarılmış halde orada bulunmuş.. "Centilmenler Savaşı" olarak bilinen Çanakkale Savaşı'nın en çarpıcı örneğiydi bence.. Keşke hiç olmasaydı.. Siperlerde bulunan kemik ve kafataslarının hepsi tek bir kabre defnedilmiş...İnsanın içini acıtan,yüreğini burkan, dilinden duayı gönlünden helalliği ve gözünden yaşı eksik etmediği bir yarımada Gelibolu.. Ne yapın edin, çocuklarınızın burayı görmesini sağlayın.Tarihini bilmeyen bir nesil yetiştirmeyelim,lütfen....

Hiç yorum yok: