30 Ekim 2007 Salı

İLK DURAK : KONYA - MEVLANA :)

Fotoğraflı anlatım için bakınız : http://illede.blogcu.com/969694
Yolculuğumuz başladı ve Manavgat'tan yukarı doğru yola çıktık. İlk durağımız Konya oldu. Konya ilginç bir şehir. Meram tarafından girdik şehre,mimarisi çok güzel 2-3 katlı evler geniş caddeler karşıladı bizi.
Geceyi burada geçirdik ve ertesi sabah ilk işimiz Mevlana Müzesi'ni gezmek oldu. Mevlana hakkında kısa bir bilgi vermek ve çektiğimiz bazı fotoğrafları sizinle paylaşmak istiyorum.Bu kutsal yer muhakkak görülmesi gereken bir yer , dua ederken gözyaşlarımı tutamadım ve Allah'ıma şükrettim. Buraları görmeyi nasip ettiği için..
HAZRET-I MEVLANAMUHAMMED CELALEDDIN-I RUMI(30 Eylül 1207- 17 Aralik 1273) Mevlana'nin asil adi Muhammed Celaleddin'dir. Mevlana ve Rumi de, kendisine sonradan verilen isimlerdendir. Efendimiz manasina gelen Mevlana ismi, ona, daha pek genç iken Konya'da ders okutmaya basladigi tarihlerde verilir. Rumi, Anadolu demektir.Mevlana'nin, Rumi diye taninmasi, geçmis yüzyillarda Diyari Rum denilen Anadolu ülkesinin vilayeti olan Konya'da uzun müddet oturmasi, ömrünün büyük bir kisminin orada geçmesi ve nihayet türbesinin orada olmasindandir.
Mevlana'nın bazı sözleri : "Dilberler (gönül alip götüren, manevi güzeller), asiklari, canla basla ararlar.. Bütün masuklar, asiklara avlanmislardir.Kimi asik görürsen bilki masuktur. Çünkü o, asik olmakla beraber masuk tarafindan sevildigi cihetle masuktur da. Susuzlar alemde su ararlar, fakat su da cihanda susuzlari arar."
Mevlana, manevi yolculugunu, olgunluga ermesini, su sözünde toplamistir:"Hamdim, pistim, yandim."Mevlana'nin pismesi, babasi Sultanü'l-Ulema Bahaeddin Veled ve Seyyid Burhaneddin'in feyizli nefesleriyle; yanmasi da sems'in nurlu aynasinda gördügü kendi güzelliginin ask atesiyledir.
"Bu söz, can memesinde süttür. Emen olmadikça güzelce akmiyor.Dinleyen susuz ve arayici olursa, va'zeden ölü bile olsa söyler.Dinleyen yeni gelmis ve usanmamis olursa dilsiz bile sözde bülbül kesilir.Kapimdan içeri, na-mahrem girince, harem halki, perde arkasina girer, gizlenir.Zararsiz ve mahrem birisi gelince de o kendilerini gizleyen mahremler, yüzlerindeki perdeyi açarlar.Bütün güzel, hos ve yarasan seyler, gören göz için yapilir. Çengir zir (en ince) ve bam (en kalin) nagmeleri, nasil olur da sagir kulak için terennüm edilir?Allah, miski beyhude yere güzel kokulu yapmadi. Koku duyan için yaratti; koku almayan için degil."İste islami tasavvuf edebiyatinin en büyük didaktik saheseri olan Mesnevi'yi Çelebi Hüsameddin, Mevlana'nin tükenmez bir hazineye benzeyen ruhundan çekip çikarmistir.
"Gene gel! gene gel! her ne isen gene gel! kafirsen, atese tapiyorsan, puta tapiyorsan da, gene gel, Bu bizim dergahimiz umutsuzluk dergahi degil, Yüz kere tövbeni bozmussan da gene gel!"Hz. Mevlana
Sanal alemde gezip görmeniz için :
http://www.konya.gov.tr/mevlana/index.htm

Hiç yorum yok: