30 Ekim 2007 Salı

SEMAZENLER..SONRA DA ANKARA :)

Fotoğraflı anlatım için bakınız : http://illede.blogcu.com/1505310
"Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol.."
Sema'nın anlamını bir önceki yazımda anlatmaya çalışmıştım. Şimdi biraz da semazenlerin dönüşlerindeki manaları anlatmak istiyorum ve tabi seyahatimizdeki diğer kayda değer şeyleri..
Semazen hırkasını çıkarmakla başlar Sema'ya.. Bu onun ebedi aleme, hakikate doğması,yol almasıdır. Başındaki sikkesi, nefsinin mezar taşı; üstündeki tennuresi nefsinin kefenidir. Kollarını çapraz bağlayarak,görünüşte "bir" rakamını temsil eder ve Sema ederken kolları açık, sağ eli dua edercesine göklere,Hak gözüyle baktığı sol eli yere dönüktür.Hakk'tan aldığı ihsanı,halka açmasıdır. Sağdan sola kalbin etrafında dönerek,bütün insanları, bütün yaratılmışları,bütün kalbiyle sevgi ve aşkla kucaklayışıdır...
İşte böyle..Her birinin ayrı anlamı bulunan 7 bölümden oluşan Sema gösterisini aşkla seyredip, bir de tabi ondan önce Ahmet Özhan'ın muhteşem sesinden dinlediğimiz Tasavvuf Müziğinin etkisi ile o gece rüyamda döndüm durdum..
Ertesi gün İnce Minare, Aziziye Cami ve Alaaddin Camii'ne de uğradıktan sonra, Ankara'ya doğru yola çıktık. Alaaddin Cami Konya 'nın tek tepesine kurulmuş, çok büyük çok anlamlı,çok tarihi bir cami.. Mutlaka görülmesi gereken bir yer.Adeta bir sanat abidesi..İçindeki minber tek bir tahta parçasından oyulmuş,tutkal ya da çivi kullanmaksızın yapılmış bir eser..
İnce Minare, müze haline getirilmiş bir yer. Kapısı muazzam. Yasin suresinin hat sanatı ile giriş kapısına oyulmuş halini muhakkak görün.. Müzede taş ve ahşap oymalar, kitabeler var. Hepsi de harika.. Aziziye Camii de tek kelimeyle koca bir abide... Ve sırada Ankara var..
ANKARA ;
Ne kadar da gri bir kent burası.. Ankaralılar alınmasın ama, daha önce de defalarca gittiğim bu şehri bir türlü sevemedim.İstanbullular der ki, Ankara'nın en güzel tarafı İstanbul'a dönüşüdür.. Bence de öyle.. Sevgili ablam ve eniştem ( http://naylon.blogcu.com ) 5 yıldır Ankara'da yaşıyor. Ne yazık ki hala alışamadı buraya..
Ama gitmemiz çok iyi oldu, o kadar özlemişiz ki birbirimizi.. İki-üç gün de olsa hasret giderdik. Bu arada ben balığa doydum..Sağolsunlar, gerçekten çok keyifli oldu. Ankara'da çektiğim bir kaç fotoğrafı aşağıda göreceksiniz . Dönüş yolculuğu da çok güzel geçti . Yassıhöyük'e ( Gordion) uğradık. Bir daha ki yazıda size Yassıhöyük'ü anlatmaya çalışacağım..
Bu arada Ankara'da su sıkıntısı yok muydu?? Şehrin her yerine şakır şakır su akan havuzlar yapılmış.. Galiba milletin su özlemini gidermenin yolunu bu şekilde bulmuşlar.. Ya da denize olan hasreti gidermenin yolu bu.. Deniz yoksa havuz var.. :))
Macera bitti sanmayın, daha Yassıhöyük (Gordion) gezimizi anlatacağım ...

Hiç yorum yok: